30 Ekim 2011 Pazar

Pazar mırıldanmaları part 2

                                           Sonra da bu şarkıyı dinleyeceğim.

Pazar mırıldanmaları

                                        Akıllı bi kız olup çalışmaya başlamadan önce, ilk bu şarkıyı

29 Ekim 2011 Cumartesi

                                      Toulouse-Lautrec' in Suzanne tasvirinden fırlayıp geldim bu gece.

26 Ekim 2011 Çarşamba

Başlıksız

Ekşi sözlükten...


"ömrü hayatımda duyduğum en anlamlı söz oldu bu.
ağlaya ağlaya yazıyorum bunları...
        
           deprem olur olmaz van'a kazak, bot, mont gibi eşyalar gönderirken montun cebine
"geçmiş olsun kardeşim, ben de gölcük'te senin şu an yaşadıklarını yaşadım. maddi manevi ne sıkıntın olursa bana 05xxxxxxxxx numaralı telefondan ulaşabilirsin, hiç çekinme."
         yazılı bir kağıt koyulduğundan 3 gün sonra gelen mesaj:
'allah razı olsun kardeşim. şu an gönderdiğin montla ısınıyorum. sana söz bir gün sen düşersen ben de seni kaldıracağım.'"

23 Ekim 2011 Pazar

Tezer Özlü

                                                              Tezer Özlü'nün kitaplarından en sevdiceklerim


Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur .
Kültür bir şeye cesaret edebilme sorunudur. Okumaya cesaret edebilme, bir görüşe inanmaya cesaret edebilme, görüşlerini açıklayabilme cesaretidir.
İnsanın başkalarına söyledikleri kendi duymak istedikleridir. Yazdıkları, okumak istedikleridir. Sevmesi, sevilmeyi istediği biçimdedir.
Bütün yaşama cesaretimi ölülerden alıyorum. Anlatılarında yaşadığım ölülerden. Bu kahrolası dünyayı, yaşanır bir dünyaya dönüştürmeyi başarmış ölülerden.Dünyanın ihtiyacı olan,her olguyu vermiş,söylemiş yazmış ölülerden.
Düzen ve güven kadar ürkütücü bir şey yoktur. Hiçbir şey.Hiçbir korku... Aklını en acı olana, en derine,en sonsuza atmışsan korkma.Ne sessizlikten, ne dolunaydan,ne ölümlülükten,ne ölümsüzlükten,ne seslerden,ne gün doğuşundan,ne gün batışından.Sakin ol.Öylece dur.Yaşamdan geç.Kentlerden geç.Sınırları aş.Gülüşlerden geç.Anlamsız konuşmaları dinle,galerileri gez,kahvelerde otur -artık hiçbir yerdesin.
Ama her şey içimizde büyüdü. Büyüdü. İnsan sevgisi zaman zaman yalnızlığımızın boyutlarını aştı, zaman zaman da insanlar yalnızlığımızı birbaşınalığımızdan daha derin, daha dayanılmaz boyutlara iteledi. O  zaman kentin denizlerini izledik. Dalgaların köpüklerinin sonsuzluğu anımsattı bir zaman ışığında. Kuzey rüzgarının mavi-yeşile bürüdüğü suların yüzeyinde. O kentte kimse mutlu olmadı, ama kimse de mutsuz değildi. Çünkü kimse inanmaz mutluluğa. O kenttesin. Bana kış mevsiminin ve ölümlerin şarkılarını bırakıyorsun.
Alışılagelmiş ilişkilere karşı çıktığın an, insanı yadırgıyorlar. Toplumdışı bırakmak için tüm çabalarını harcıyorlar. Toplum dedikleri kitlenin bir aradaki dayanılmaz yabancılaşmasını sanki kimse algılamıyor. Aklımı ellerinizden kurtardım. Geçti. Ben gökyüzümün altında, topraklarımın üzerinde olacağım. Toprakların dümdüz ve sonsuz ufku boyunca sürekli gideceğim.

Home Coming

Ben geldim. Dünya bu kadar hır gürken, insanlar zıvanadan çıkmışken,
beklendiğimi sanmadan ben geldim.
Olmayı en çok sevdiğim bir sokakla, Can Baba'nın sokağından geldim.
Kendimle konuşmalarım sonucunda verebileceğim rahatsızlıktan ötürü
affedin! :)