24 Kasım 2012 Cumartesi

Working Class Hero!

Teee ne zamandır elim bloga gitmiyordu fırsat bulamamak gibi bişidi.
Efendime söyleyeyim işte ben işe başladım. Sabah 9 akşam 7 buçuk. Elimin altında bi tdk sözlüğü ve rengarenk kalemlerle önceden homeofis ve emeğimin beş kuruş karşılıını almadan yaptıım editörlüğe hızlı bi giriş yaptım. Kovulmazsam bu işte uzun bi süre kalıcam sanırım.
İşin ilk zamanlarında sabah erken kalkmaya alışkın olmayan bünyem öğle yemeği sonrasında uyuklamaya başlıyodu.
Şimdiyse dipçik gibiyim. Günde 10 buçuk saat pardon 1 saat mola yani 9 buçuk saat full okuma yapıyorum. Önceleri okuduumu anlıyo öğreniyodum şimdiyse sadece hata bulmaya odaklı bi okuma yapıyorum.
Akşam eve gelişlerimde de beynimin hınca hınç dolduğunu hissediyorum. Bi kavonaza ağzına kadar su doldurmuş gibi hiç boş  yer kalmıyo. Öyle ki kabasakalın anlatmaya çalıştıklarını anlamıyabiliyorum.
Kabasakal demişken aklıma yemek konusu geldi. Hala akşam yemeklerini pizzamış sucukmuş yumurtamış geçiştiriyoruz. Evet işe başlayalı 4. haftam bitti ama şu yemek konusunu geçiştirmekten bi düzene rutine oturtamadım.
Bu işin iyi yanı/yanları kendime ait bi masam, rengarenk kalemlerim, elimin altında caağnım bi sözlük oluşu (çocukluumdan beri sözlüklere bayılırım), buram buram kahve kokan bi ofis ve okuyabileceğim alakalı alakasız sayfalarca yazı oluşu gibi.
Çocukluundan beri ve çoktan emekli olsa da, çalışan bi babam var. Hergün beni aradıında, 'napıyorsun' dediinde uzun bi 'hiiççç' duyardı benden. Şimdiyse sabahın 8inde işe giderken arıyorum onu, Alaybey metroya kadar konuşuyoruz. Yani yaklaşık 5 dakika. 'Napıyorsun' diyor bana, 'napim baba işe gidiyorum' diyorum, seviniyor.
Fakat sabahları evimizin yakınındaki ilkokuldan geçerken ne alakaysa, maya dağdan kalkann kazlarrr, şeklinde vardar ovası çalıyor. Tenefüs zili mi artık ne ziliyse bi anlam veremiyorum ve galiba veremiycem de
Neyse bu kadar yeter. 9buçuk saat sessizce oturup çalışınca bi konuşma açlıı olmuyo diil. Sustum ve gidiyorum. Çaov!
 İlk foto işteki ilk günümün hatırası