18 Ocak 2015 Pazar

Günlerin Getirdigi

Zaten hepimiz cennetten kovulmadık mı? Kendimize kendi cennetlerimizi oluşturduk. Oluşturduk mu? Kendimizi mi kandırdık? Ama kısa süre de olsa kandırdık ve ayaklarımızı yerden kestik di mi? Somut gerçeklerden kopup en iyi olduğunu düşündüğümüz müzikleri dinleyip en iyi olduğunu düşündüğümüz kitaplar yazarlar filmler yönetmenler oyuncular üstüne şaşmalar yaşamadık mı? Bunları cennet olarak görüp ‘hah iste su an ölsem gam yemem’i hissetmedik mi? Mugın dibinde kalan kahvelerimize kahve ekleyip birbirimize lokumlar yedirmedik mi? Birbirimizin elini ayağını öpüp birlikte ağlamadık mı? Bunlar olurken Kobane’de ypg militanları kendilerini patlatmadılar mı? Böyle bir dünyadan soyutlanmak cennete değil de nereye denk düşer? Kötü talihimizde zaten yazmaz mı cennetten kovulmak. Eninde sonunda, beğen ya da beğenme, o cennetten kovulmayacak mıydık? Kovulacağımızı bile bile yaşamakta diretiyorsak, ne kadar acınası haldeyiz bir düşünsene. Ne vahim ne boktan hayatlarımız var ki o sanrılara kapılıp, kanıp kalıyoruz. Biraz güzel müzik, biraz güzel film, biraz güzel koklayış. Aslında olur öyle, çok da fazla şey etmemek lazım.