15 Mart 2012 Perşembe

Arabesk

Bugünlerde bana bi haller oldu! Bir Bergen'dir gidiyorum, yolda, evde 'eller alldııığğğ ellerrr aldıığğğğğ!'
Eğleniyorum. Zaten benim bu şarkıyı söylemem şarkı söylemekten çıkıp etrafımdaki güldüren bi oyuna dönüyor.
Eğleniyorum derken, Kış Günlüğü'nü okumak da çok keyifli. Dışarda hava soğuk, ben masayı kaloriferin önüne attım, sıcak da koca bi tas çayla tadından yenmiyor.
Bi yandan Bergen dinliyip bi yandan Paul Auster okuyan halimi düşününce gene eğlenmeden edemeyeceğim. Hayır içimde bi arabesk var da ben ondan mı kendimi kitap yazı çiziye verdim de içimdeki arabeski bastırmaya çalışıyorum acaba? Aramızda bi psikolog varsa bilinçaltıma inmesine izin veriyorum :)
Yakında güzel ve yine eğlenceli olmasını umduğum bi yolculuğa çıkıyorum. Gözümü karartırsam yolculuğum ebedi bi hal alabilir :) Daha güzel fotoğraflar çekip, daha ilham verici sokaklarda yürüyebilirim. İzmir'in suyu çıkmadı ama biraz değişiklik fena olmaz.
Bu arada serbest bırakılan gazetecilere sevindik hemen ardından kısasa kısas gibi Sivas'a öfkelendik ama sora öfkenin şiddetini bi kenara koyunca ne bekliyorduk ki dedim... Yakanların avukatları devlete hükümet eden partinin milletvekilliğini yapıyor daha bi sürü böyle saçma mide bulandırıcı gerçek... Ne bekliyorduk ki... Ama hani insanlık suçlarında zaman aşımı olmamalı diyorlardı... İnsan yakmak insanlık suçuna girmez mi yani?..
Bu öfke bitti ardından Medya Mahallesi'nde Nedim Şener'i izlerken ma'aile sarsıldık. Nedim Şener, Müyesser Yıldız'ın tek başına kocaman ve hiç ısıtılmayan bir yerde tecritte tutulduğunu ve Doğan Yurdakul'un kızının cezaevine girişte yaşadıklarını anlatırken önce çenesi titredi ardından koyverdi. Tabi biz de topluca kendisine eşlik ettik :)
Bugün de Müyesser Yıldız'ın yalnızlığına ortak olması için, bir kedi istediği haberini okudum. Isıtılmayan kocaman koğuşunda bir kediye sarılmak onu ısıtacaktır da :( Üzülsem mi biraz, azıcık da olsa tebessüm mü etsem bilemiyorum...
Böyle geçecek günlerimiz, bir yandan eğlenirken bir yandan hep teklemeyecekler ruhumuzu... Bu galiba bu ülkede doğan, yaşayanların ortak kaderi...
Son gecelerde İzmir'e hep yağmur yağıyor. Hem de böyle bi hüzünlü hüzünlü. Birkaç gece önce de eve dönerken yağmurun hüznünden midir, içkiyi fazla kaçırmışlıktan mıdır, çocukluğumdan beri beni çok mutlu eden o Karşıyaka tabelasını görmekten midir şu şarkı beni daha fazla vurdu. Hem o yağmuru hem de o şarkıyı ekleyip yine kaçayım!

2 yorum:

sırrakalem dedi ki...

hayır olsun işşalla... bergen filan... :)

Arkaik Harfler dedi ki...

hayırın karşı gelsin :) de bilemiyorum