10 Aralık 2012 Pazartesi

Kahve Kavanozu

Geçen gün kahve kavonozunu elime aldığımda fark ettim zamanın ne çabuk geçtiini ve kolay zor, güzel zor günler yaşadıımızı, biriktirdiimizi.  Daha bi bağlılık ve sevgi hissettim böyle olunca. Bi hayat biriktirmek ben ne kadar ciddi olmaktan kaçsam da belki de ciddi bi iş...
Neyse sevmiyorum böyle şeyler yazmayı bile
Sabahları işe metroyla gidiyorum.
Bi adam var hem enine hem boyuna. Ama daha çok enine. Bi göbeği var 2 basketbol topu büyüklüünde
Naldöken'de biniyor metroya. Tabi o sıra metro, kapısına kadar tıka basa dolu oluyor. Bu zavallıcık da o göbeği bi uzuv gibi kullanarak kendine yer açıyor. Açtıkça da 'maşallah maşallah' diyip beni gülme krizine sokuyor
Ha bi de yetmezmiş gibi metronun kapısı kapanınca sanki şöföre  seslenir gibi 'hadi bismillah ya allah' gibi laflar edip metronun kapanan kapısına vuruyor!
Allam hep beni mi bulur bu komik şeyler
Bulsun tabi bi şikayetim yok eğlenceli oluyor.
Artık bu maşşallah amcayı göremiyorum çünkü bi önceki metroya biniyorum işe gitmek için.
Sora hep Turan durağında inmeyi unutan 30larında ve hep uyuklayan kadını da göremiyorum :)
Bu cumartesi sabahı da uzun zamandır görmediim bi arkadaşıma rastladım.
Hani yıllardır görüşmesen de pat diye kaldıın yerden devam edersin.
Sanki okula gitmek için buluşmuşuz da sohbet ediyoruz gibi hissettim. Liseden mezun olalııı teee 10 sene oldu halbuki
Yarın gene iş var ama ben pazartesi sendromu yaşamadıım bi işte çalışıyorum.
İlk maaşımı harcamanın mutluluğu ve yatağın üstünde kocam ve kedilerimle bi gece geçirmenin huzurunu mutluluğunu yaşıyorum.
Gene Göksel dinliyoruz
''Ben sana bağlarımı çözemiyorum
Başka bi dünya yok
Gidemiyorum''

Hiç yorum yok: