11 Nisan 2013 Perşembe

Où veux-tu qu'je r'garde

Gecenin ikisinde patlamış mısır yemenin dayanılmaz ağırlığını yaşıyorum. Kahve de istediğim kıvamda olmadı ıh olmadı.
Bari şarkılarım güzel olsun deyip Nouvelle Vauge açtım.
Evde olmak gecenin şu saati ayakta olmak güzel. Koca kişisi bu saatte makinasını, tripodunu, ışığını ayarlayıp fotograf çekiyor.
Neyseki bana yarın iş yok. Yarından sonraki gün de yok. İşi bırakmanın dayanılmaz hafifliği de budur.
Tuvalete tuvalet kağıtı koymayıp haftada bir, her çalışana birer tuvalet kağıtı dağıtan bi patron olur mu? Oluyormuş, benim oldu :)
Ayol her yer kamera olduğundan da çaktırmadan bi popo bile kaşıyamıyor insan!
Enteresan bir iş ve insan tahlilleriyle dolu altı ay yaşadım. Bu kadar iş muhabbeti yeter. Altı ay boyunca kabasakal'ın başını ağrıtıp durdum zaten!
Yeni heyecanlarım var benim! Meselaaa SırraKalem'in şiddetle önerdiği kitap. Bi yandan Sinan, hem de ikinci kez. Bir yandan da Notos'un yeni sayısı! Aşk doluyum aşk! :)



Hiç yorum yok: