Zaten hepimiz cennetten kovulmadık mı? Kendimize kendi
cennetlerimizi oluşturduk. Oluşturduk mu? Kendimizi mi kandırdık? Ama kısa süre
de olsa kandırdık ve ayaklarımızı yerden kestik di mi? Somut gerçeklerden kopup
en iyi olduğunu düşündüğümüz müzikleri dinleyip en iyi olduğunu düşündüğümüz
kitaplar yazarlar filmler yönetmenler oyuncular üstüne şaşmalar yaşamadık mı?
Bunları cennet olarak görüp ‘hah iste su an ölsem gam yemem’i hissetmedik mi? Mugın
dibinde kalan kahvelerimize kahve ekleyip birbirimize lokumlar yedirmedik mi?
Birbirimizin elini ayağını öpüp birlikte ağlamadık mı? Bunlar olurken Kobane’de
ypg militanları kendilerini patlatmadılar mı? Böyle bir dünyadan soyutlanmak
cennete değil de nereye denk düşer? Kötü talihimizde zaten yazmaz mı cennetten kovulmak.
Eninde sonunda, beğen ya da beğenme, o cennetten kovulmayacak mıydık?
Kovulacağımızı bile bile yaşamakta diretiyorsak, ne kadar acınası haldeyiz bir
düşünsene. Ne vahim ne boktan hayatlarımız var ki o sanrılara kapılıp, kanıp
kalıyoruz. Biraz güzel müzik, biraz güzel film, biraz güzel koklayış. Aslında
olur öyle, çok da fazla şey etmemek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder