13 Ocak 2013 Pazar

02:54 Yazısı

 Hayatın hızını anlamam kısa sürdü ama başımı döndüren hızdan durup düşünmem bir buçuk ayımı aldı.
Sabahtı saat 08:10 metrosundaydım ve gözümün içine güneş girdiinden gözlerim kısıktı. Gel gör ki o an, tamam, dedim, tamam, dur artık koşmaya yetişmeye çalışma kabul et sakinleş ve uyum sağla.
Artık beynimin şalterini nasıl açtıysam o sabah işe yaradı ve koşmayı bıraktım, sakince yaşıyorum.
Günde 10 saatten cumartesi de 8 saat haftada baya bi çalışma saati yapıyo
Sabahları bi hızla evden çıkıp ancak işyerinde sıcak bi çay içince kendime geliyorum. Bir de akşam yemeğimi yiyip, mutfağı toplayıp ayaklarımı uzatınca.
Hayatıma ofisten iyi bi insan ekledim. Masalarımız bitişik. Ve tek korkumuz patronun bizi ayırması.
Sıra arkadaşları gibiyiz, arada birbirimize notlar yazıp eğleniyoruz. Çay kahve çikolata mamullerinin bolca olduu harika bi çekmecemiz var!.. Yani işler ofiste şu zamana kadar tıkırında
Bir de yeni bi kitaba başladım. Çok dedikodusunu yaptıımız, Puslu Kıtalar Atlası...
Bazı yapıtlar karşısında insanlığımı sorguluyorum. Mesela Bach'ın keman sonataları, Michelangelo'nun Pietası ve artık İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası...
Madem bu yeni başlayan bi senenin ilk yazısı güzel bitsin.
Herkesin gönlünden geçtii gibi eskittii bi yıl olsun 2013







Hiç yorum yok: