27 Ağustos 2012 Pazartesi

Meçhule giden yazı



Lisedeyken, Karşıyaka çarşıda 2. el bi kitapçı vardı. Sahibi 1.90 boylarında, 40lı yaşların sonuna giden bi adamdı. Sakalları kızıl, bıyıklarıysa sigaradan tütün sarısıydı. Ne zaman gitsem ya sigara içer ya da bi arkadaşıyla tavla oynardı. Bazen o tavla oyunlarında rakı içtikleri de olurdu.
Ben komünizmi orda tanımıştım. Engel, Lenin, Marx tüm kitaplarını oradan aldım. Özellikle oradan aldım, çünkü kitapların üzerindeki yazılar, altı çizili satırlar hatta bazen sayfaların arasında kalan notlarla mutlu olurdum. Nerde en çok yazılı çizili ideolojik kitap varsa alırdım.
Bazen o uzun ve kızıl sakallı adam seçtiğim kitaplardan bikaç tanesinden ‘ bunlar da benden olsun’ diyip para almazdı. Kaset falan da satılırdı burda. Bikaç denemeden sora kaset almayı kestim zira hepsi bozuk kayıtlardı.
Liseyi bitirdim, dersaneye başladım, biraz daha dayandı o kitapçı adam. Soraki bi gidişimde kepenkleri kapalı üstünde satılık yazan boş bi dükkana dönüşmüştü ideoloji yuvam. Ama kızıl sakallı adamı hala Karşıyaka’da görüyorum, kah bisiklet binerken kah yürürken kah bakkala girerken
Şimdi bu güzel Fikret Kızılok gecesinde bu kitapçı nerden geldi aklıma…
Oysa ben Orhan Kemal maceramı anlatacaktım.
İşte ben ilk Orhan Kemal kitabımı bu kitapçıdan almıştım. Lacivert kapaklı 64 basımı Bereketli Topraklar Üzerinde. Heyecanla okumuştum. 16 yaşımdaydım.
Şeker bayramlık İstanbul gezimde tesadüfen Orhan Kemal Müzesi’ne rastladım. Allam iyki de rastladım! Hatta o ne rastlamaktır o!
Bazen, bazı anlar mutluluktan yerçekimiyle alakam olmadığını hissederim. İşte o anlardan birini daha ekledim 27 yıllık kişisel tarihime.
Aslında bu yazımın konusu Orhan Kemal Müzesi’ydi. Lakin çenem bu kadar gereksiz düşmüşken, müze detayına girmek zorlama olur.
Bari o bahsettiğim kitapçıdan aldığım o güzelim kitapları görselleyim şuracığa









3 yorum:

sırrakalem dedi ki...

çok güzel oluyor böyle eski, ciltli kitaplar. ama ben fazla karalanmamışlarını daha çok seviyorum. hele de roman ise... :)

Arkaik Harfler dedi ki...

evet ciltliler daha kitap gibiler sanki :)

Vladimir dedi ki...

O eski kitapları çok severdim kokuları bile daha değişiktir. Okuduğum anları bile anımsarım biraz üzerlerine düşündüğümde.